Kalbimin eşiğinde kemikten bi mermi
Bastırıp acı veriyoken, gülmek öyle yer mi?
Ölmek en değerli şey olsa hayata değer mi?
Bilmiyorum. Peki annem öyle der mi?
Kalem kolumun altında bi dost bi yol. seyir
Halindeyken karanlıktı uzaktaydı şehir
Hayatım ölüme akan kocaman bi nehir
Nasıl anlatiyim vücutta dolaşırken zehir?
Gökten bi melek inip omzuma yaslandı
Kader değil bence bütün bunlar raslantı
Sırada yaşlılık var ergenliği atlattım
Tek öğün yetiyor ve yapmıyorum kahvaltı
Aynı yolun yolcusuyuz, çok garip bi saplantı
Gökyüzü isimli bıçak göğsüme saplandı
Öldüm zannederken tekrar canlandım ki
Etrafta toprak ve biraz kan vardı
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp
Pes edip kalbim durdu bir an için
Ürktüm her bi ses duyduğumda irklidim
Karanlık oldu evrenim geçmişimi özledim
Mektup olurum yeterki aydınlığa gönderin
Söz verip dönmeyin sizde bende ölmeyin
Yalnızlığımı bölmeyin kalabalığı görmiyim
Seven kalpse hassas olmaksa suçu
Sevilen hapse o halde. Adalete ipucu
Saati kurdum tonla hap yuttum ve uyudum
İntihar diildi sonum uyanıcamı biliyodum
Deliyim evet ama kendimi öldüremiyorum
Ne yazıkki vazgeçemiyorum bu boktan hayattan gidemiyorum
Kimi zaman çok severim kimi zamansa karalarım
Sinirlendiğimde kendimi paralarım abartıp yaralarım
Vazgeçebilmek için kendi dünyamı yarattım ben
Ama birazcık şans için her elde yeniden zar attım
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp
Kan var, elimdeki camlar kırık
Dilinde yalanlar, inanma sen insan sanıp