Taşı beni hadi bir çamın tepesine
Bilirim oturmuşum dünyanın tepesine
Şoku yaşat, körfez dibine tepeteklak
İyi gelmez iyi olmak ölmedim mi ben daha
Hapset bir trafoya, kilitle suratıma
Değdiysen nurdur beynim kıvrımlarında
Dönüp dolaşsın kaburgamda sarmal
İstikamet fabrikam oradan karışsın dumana
Ortaklarım ikiz yaralarısın demezler misafir
Makamın hazırlandı bekleniyorsun 15 senedir
7/24 açığız sonra gel randevun varsa
Bekleriz biz, geldiğin her ay benim için Ramazan
Ocak, mart, mayıs, eylül, haziran
Orucum gelmesin bana obsesyon hipokondriya
Üç harfliyle geçmekte üç aylar
Aralamaktayım şükür kapısını
Dalga dalga sürükler götürür kapının arkası
Pimi çekik mutluluk var içimde patlamış
Bulduğum nimetleri kronolojik sıralayıp
Nüfuzlarına bıraktım kendimi, getir devamını
Eee, bundan sonra ne olacak (ne olacak)
Denizin ortası bize yuva olacak
Aptallıkla övünen insancıklarla dolu dünyada
İnsanüstü insan, evet sen, yak yık et meftâ
Hep geri dön demek geçer içimden
Hep beni sev demek mesela ne gelir elden
Hep söylerim kulak verir Mevlâ bir gün kabul olur mu
Böğründe çıra tutuşurken Shahini yoruldun mu
Hayır, gelirkene köy yolları kapalı yine
Beyaz engel aşarkene beyaz ölüm tutuştu yine
Sıcak boğmaz sıcaklığın nefes aldırır her kere
Yuvamızı tarif ediyorum sana, dinle
Karanlık oda karanlık alem huzur verici
Üzüntü gibi tıpkı, olmazsa bir hiçim
Bir bez parçası kargoyla yollanacak sana, tokalaş
Rahle üstü senelerden kalmadır bir tebessüm at
Adınla rapleyen kaç kişiden biriyim
Koluna girmeye muhtaç kaç engelli
Aratır klişeler yeniden değerli
Rahat ol, gireceğin kapılarda olmaz kilit
Anlayışım hakiki nerede olacağını bilirsin
Dikili kıl payı kaçırır olmayışından olmayı en güzel şehir
Aslında buradasın, çaktırıyorsun da habersizce
Girip yumrukluyorsun içeriden kaburgaya her derin nefeste
Eee, bundan sonra ne olacak (ne olacak)
Denizin ortası bize yuva olacak
Aptallıkla övünen insancıklarla dolu dünyada
İnsanüstü insan, evet sen, yak yık et meftâ