Sessizliğin içinden yürüyen
Karanlığın dibinden süzülen
Bir gölge gibi şimdi ismim peşinde
Sürüklenip duran bir kalp zavallı hece
Dilimde sen
Sakladığın her çekmece
Üzerini çizdiğim her cümlede
Sustuğun kelimeler, kustuğun cümlelerde
Gidip gelen, gelip giden, söküp diken, dikip söken
Zamanın ellerinde hep sen
Üzerimde, içimde, debelendiğim bedenlerde
Bulduğum kırdığım o zavallı çaresiz kalplerde
Kısık kısık, delik deşik, silik silik bakan
Yarı kapalı, yarı açık o yalvaran aciz gözlerde
Sövdüğüm, saydığım, gittiğim, kaldığım
Yattığım, kalktığım, çıktığım, battığım
Yaralandığım, yaraladığım, yakaladığım, yakalandığım
Karanlıklar içinde, hep sen
Unuttuğum unutulduğum
Kopardığım koparıldığım
Dağıttığım dağıtıldığım
Parça, parça bir nar gibi saçıldığım
Parçalandığım parçaladığım
Her kırık kalpte, yine sen
Yazdığım yazıldığım
Duvarlara kazıdığım
Kayıp çocukların kalplerine karaladığım
Gecelerce gündüzlerce
Binlerce yıldır hep kanadığım
Kanattığım her cümlede, sen
Yaktığım yandığım, küllerinden yarattığım
Can alıp can verip, ömürlerce yaşattığım
İnandığım, inandırdığım, inanıldığım
Bu aşk hep, sen
Ve sen, önünde diz çöktüren
Bir sözle, öldürüp
Bir sözle, dirilten
Ah vurur beni
Kurşun gibi
Kalbimden
Ah vurur beni
Kurşun gibi
Kalbimden
Ah vurur beni
Kurşun gibi
Kalbimden
Ah vurur beni
Kurşun gibi
Kalbimden